Aidiyet Duygusu

Aidiyet duygusu; kişinin kendisini diğerine güvenli bir şekilde bırakabilmesidir… Kişinin kendisini emniyette hissetmesidir.Aidiyeti bozan duygular ise; Şüphecilik, aşağılanma korkusu, elestirilme korkusu, reddedilme korkusu, zarar görme korkusudur.

Birey Olmadan Ait Olunmaz
Aidiyet duygusu kişinin ruhsal olarak özgür hissetmesini sağlar. Sağlıklı bir ilişkide kişi diğerine bağladıkça ona daha az ihtiyaç duyar.
Sağlıklı kaynak, sağlıklı sevgili, sağlıklı eş, saglıklı partner kisiyi kendisine muhtaç etmeyen demektir. Kişi birey olduğunda, kendi kendine varolabildiğinde diğerine ait olmanın hazzını yaşayabilir. Kendi başına yarım olan diğeriyle tam o-la-maz.

Bağlanma Probleminin En Önemli Sebebi Değersizliktir
Değersizlik duygusu yaratan şey ise yönetme, yönlendirme, diğerini kontrol etme, aşağılama ve eleştirmedir.
Bağlanma ve aidiyet duysusunun temeli çocukluğa dayanır. Çocuğun davranışlarını ve duygularını sürekli kontrol etmeye çalışmak çocukta bağlanma bozukluğuna sebep olur. Çocuğun davranışlarını ve duygularını sürekli eleştirmek aidiyet duygusunu bozar.
– Niye öyle gülüyorsun? Gülünecek ne var bunda…
– Koşma, konuşma, ağlama…
Çocuğun hem davranışını hem duygusunu kontrol etmeye çalışmak çocuğun aileyle bağ kurmasını engeller. Çocuk yetişkin olduğunda yakın ilişki kuramaz. Sevgili, eş, partner ilişkilerinde diğeriyle bağ kurup kendini bırakamaz. Kontrol edileceğini, eleştirileğini ve aşağılanacağını düşünür.

Kıskançlık
Partnerler arasındaki kıskançlığın en önemli sebebi güvensizliktir. Güvensizliğin sebebi ise bağlanma bozukluğudur. Partnerler ilişkide kendilerini bırakamadıklarında kıskançlık yaşarlar.
Kıskançlığın ikinci sebebi ise diğerini malı gibi görmektir. Diğerini malın gibi gördüğünde onu kaybetmek istemezsin, eşyasını kimse kaybetmek istemez. Ama onun duygularıyla da ilgilenmezsin.


Aile Terapisti Gülcem Yıldırım

Buraya tıklayarak instagram hesabımı takip edebilirsiniz.